Hipertansiyonunun Çare Bulunabilir Nedenleri

 

İkincil hipertansiyon nedir?

Hipertansiyonun %80 oranında genetik geçişi vardır yani kalıtsaldır. Halk arasında bu tarz yüksek tansiyona sinirsel tansiyon yüksekliği veya asabi tansiyon denir. Bu tür tansiyon hastalıklarında yapılan ileri tetkiklerde tansiyon hastalığının herhangi bir nedeni bulunamaz. Bunun hastalara çok iyi izah edilmesi gereklidir. Çünkü hastalar tansiyon yükselmesinin bir nedeni yoksa tedaviyede ihtiyaç yoktur diye düşünürler halbuki yüksek tansiyonun kalp krizi, felç,böbrek yetersizliği, damar tıkanıklıkları, körlük gibi vücuda çeşitli zararları vardır. Bu nedenle tansiyon nedeni bulunamasa bile mutlaka tansiyon düşürücü ilaçlarla tedavi edilmelidir. Eğer alışılagelmiş tansiyon düşürücü yöntemlerle tansiyon kontrol altına alınamıyorsa tansiyon yükselmesinin ikincil bir sebebi olup olmadığı araştırılmalıdır. Yani tansiyonun çare bulunabilir sebepleri araştırılmalıdır. Bütün tansiyon hastaları arasında bu grup %5-10 civarındadır. Eğer bu sebep tespit edilebilirse ve sebebi ortadan kaldırmak mümkünse tedavi sonrası tansiyonun normale düşme imkanı olduğundan bu grup çok önemlidir.

 

İkincil hipertansiyonun nedenleri nelerdir? Bu tür tansiyon yükselmeleri tedavi edilebilir mi?

Yüksek tansiyonun ikincil (sekonder) nedenleri;

  1. Uykuda nefes durması hastalığı (Sleep Apne Sendromu)
  2. İlaca bağlı hipertansiyon
  3. Böbrek Hastalığı
  4. Böbrek Üstü Bezi hastalıkları
  5. Aort Darlığı (Aort Koarktasyonu)
  6. Troid ve Paratroid Hastalıkları
  7. Böbrek damar hastalıkları
  8. Cushing Hastalığı
  9. Şeker Hastalığı Başlangıcı

 

Uyku Apne Sendromuna Bağlı Hipertansiyon:

Uykuda nefes durması veya yeterince nefes alınamaması sonucu organların yeterli oksijenlenmemesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Kandaki karbondioksit miktarının artması ve oksijenin azalması sonucunda damarların büzüşmesi sonucu tansiyon yükselir.Vücudun kan basıncınnı düzenleyen mekanizmalar bu yüksek basınca uyum sağladığında artık normal zamanda da kan basıncı hep bu seviyede kalmaya başlar. Fazla horlayan insanlar, kilolu kişiler, fazla alkol alanlar ve yaşlılar bu hastalığa meyillidir. Bu tür rahatsızlığı olduğunu düşünenler ilk olarak nefes yollarını tıkayan kulak burun boğaz problemleri olup olmadığının tespiti açısından bir hekime başvurmalıdırlar.Daha sonra Nöroloji hekimleri tarafından yapılacak bir uyku testi ile bu hastalığın olup olmadığı kesin olarak saptanarak tedavi yoluna gidilmelidir.

 

İlaca Bağlı Hipertansiyon:
Bazı ilaçlar, buna en fazla rastlanan bazı grip ilaçlarıdır, içlerindeki damar büzücü katkılar nedeni ile tansiyon yüksekliğine neden olabilirler. Bu tür tansiyon yükseklikleri ilacın bırakılması ile düzelir.Dikkat edilmesi gereken şey zaten tansiyon yüksekliği ve kalp damar hastalığı olan hastaların bu tür ilaçları kullanırken dikkatli olmalıdır. Bazı antiromatizmal ilaçlarda ani tansiyon yükselmesine neden olabilir.Bunun da bilinmesi ve tansiyon hastaların da dikkatli kullanılması önemlidir.

 

Böbrek Hastalıklarına Bağlı Hipertansiyon:

Akut ve kronik böbrek hastalıklarında vücuttaki su ve tuz miktarı arttığından damar içi basınç yükselir. Akut böbrek hastalıklarında hastalığın düzelmesi ile birlikte tansiyon da genelde normale döner. Kronik böbrek hastalığında ise hastalık sürekli ilerleyici olduğundan sürekli bir tansiyon tedavisine ihtiyaç vardır.Son dönem böbrek hastalıklarında hastanın diyalize(suni böbrek cihazı) alınması tansiyonu geçici olarak düşürebilir.Fakat bu geçici bir çözüm olup kişilerin sürekli tedavi alması gereklidir.

 

Böbrek üstü bezi hastalıklarına Bağlı Hipertansiyon:

Böbrek üstü bezinin bazı tümörleri tansiyonun yükselmesine sebep olurlar. Bu tümörlerden feokromasitoma, böbrek üstü bezinde yerleşebileceği gibi karın ve göğüsteki sempatik sinir sistemi üzerine de yerleşebilirler bu hastalarda tipik olarak kriz tarzında tansiyon yükselmeleri terleme, kızarma, çarpıntı şikayetleri olur. Belli bir kısmında ise bu şikayetler olmadan sadece yüksek tansiyon bulunabilir. Tanı, hastalarda  bu tümörlerin salgıladığı maddelerin atıklarının idrarda tespit edilmesi ve bilgisayarlı tomogrofide tümörün tespiti ile konur. Tümörün cerrahi yoldan çıkarılması mümkün olduğunda tansiyon normale döner. Fakat ameliyat öncesinde de ilk önce tansiyonun kontrol altına alınması gereklidir.

 

Yine böbrek üstü bezinin bazı iyi huylu tümörleri de salgıladıkları tansiyon yükseltici maddeler nedeni ile yüksek tansiyona neden olabilirler. Bu yüksek tansiyon etkisi damarları büzerek veya su ve tuz atılımını azaltarak olabilir. Hem kanserlerde hem de iyi huylu tümörlerde cerrahi girişim mümkün olduğunda uygulanmalı mümkün olmadığında ise ilaçla tedavi yoluna başvurulmalıdır.

 

Aort Darlığına (Aot Koarktasyonu) Bağlı Hipertansiyon:

Aortun (ana atar damarın) genellikle sol kol damarının ayrıldığı noktanın hemen altında oluşan darlığa verilen addır. Sıklıkla doğumsal bir hastalıktır. Böbrek kanlanmasının sonucu böbrekten, damarları büzen maddelerin salgılanması bu hastalıkta tansiyonun yükselmesine neden olarak gösterilmektedir. Bacaklarda ve kolda kan basıncı ölçüldüğünde elde edilen çok farklı değerler bu hastalığın teşhisinde çok önemlidir. Çocukluk çağında tanı konulur ve tedavisi cerrahidir.

 

Troid ve Paratroid Hastalıklarına Bağlı Hipertansiyon:

Troid hastalıklarında troidin fazla çalışması metabolizmayı hızlandıracağından kalp hızı ve pompaladığı kan miktarı artacaktır. Buna bağlı olarak da tansiyon yükselebilir.Yeni başlayan kalp damar hastalıkları olanlarda, ki çarpıntı da buna dahildir, mutlaka troid kontrol edilmelidir. Troid ve paratroid hastalıklarında zamanında  teşhis ve tedavi tansiyonunda normale dönmesine neden olacaktır.

 

Böbrek Damar Hastalıklarına Bağlı Hipertansiyon:

Böbrek damarlarının tek taraflı veya çift taraflı daralması böbrekten bazı damar büzücü maddelerin salgılanmasına neden olur. Damarların daralmasına bağlı olarak tansiyon yükselir. Erken teşhis edilerek damarların yeniden genişletilmesi tansiyonun düzelmesine neden olabilir. Geç kalındığında böbreğin kendi de hasar göreceğinden kronik böbrek hastalarındaki geri dönüşümsüz tablo ortaya çıkar. Böbrek arterlerinin görüntülenmesi ile teşhis konulur. Böbreklerden salgılanan maddelerin kandaki tayini de teşhiste yardımcıdır.


Böbrek damarlarının yeniden genişletilmesi mümkün olmayan durmlarda ilaçla tedavi uygulanlamalıdır.

 

Cushing Hastalığına Bağlı Hipertansiyon:

Tedavi amaçlı dışardan verilen ilaçlarla, hipofiz bezinin fazla çalışmasına bağlı veya böbrek üstü bezinin hastalıklarında kandaki kortizonun yükselmesi sonucu oluşan bir hastalıktır. Kandaki bu hormonun yükselmesi vücudun su ve tuz dengesini etkileyerek tansiyon yükselmesine neden olur.Böbrek üstü bezinin ve beyindeki hipofiz bezinin MR ile tetkik edilmesi, kan ve idrarda bu hormonun tayin edilmesi ile teşhis edilir.Bu hastalar geneldekırmızı yüzlü ve şişman kişilerdir. Normal olmayan kıllanma, adele güçsüzlüğü tansiyon yüksekliği ile birlikte görülen diğer belirtilerden bazılarıdır. Hipofiz veya böbrek üstü bezi adenomları veya kanserlerinde tedavi cerrahi olabilir. Bazı akciğer kanserlerinde de bu hormona benzeyen bir maddenin salgılanması benzer bir hastalığa neden olabilir.Bu durumda da cerrahi girişim eğer mümkünse yapılmalıdır. Cerrahisi mümkün olmayan durumlarda ilaç tedavisi uygulanmalıdır.

 

Şeker Hastalığı ve Hipertansiyon:

Şeker hastalığı başlangıcında şekerin iniş çıkışları vücutta bazı hormonların salgılanmasına neden olarak damarların büzülmesine ve tansiyonun yükselmesine neden olabilir. Şekerin aşırı yükselmesi vücudun su tuz oranını bozarak veya kan Ph sini etkiliyerek yine tansiyon yükselmelerine neden olabilir. İleri dönem şeker hastalarında ise şeker hastalığından dolayı damarların elastikiyetinin bozulması ve kronik böbrek hastalığının ortaya çıkması nedenleri ile yüksek tansiyon gelişebilir. Şekerin iyi kontrol altına alınması ve hastanın diyetine ve tedavisine dikkat etmesi hem erken hem de geç komplikasyonların oluşmasını engelleyeceğinden yüksek tansiyon gelişmesi de engellenmiş olacaktır. Ayrıca bazı tansiyon ilaçlarının daha yüksek tansiyon başlamadan önce koruyucu amaçlı kullanılması böbrek problemlerinin ortaya çıkmasını engellemektedir. Yüksek tansiyon da şeker hastalığı da damarları bozan hastalıklar olduğundan iki problemin birden olması kalp damar hastalıklarının gelişmesini hızlandıracak ve kişinin ölümcül bir hastalığa yakalanmasına neden olabilecektir. (Felç veya kalp krizi gibi)